Aslen bir savunma yöntemiydi ama günümüzde hücum takımlarının en büyük silahı haline dönüştü. Kaptırılan topu en kısa sürede kazanmak ve hızlıca gole gitmenin temelinde yatan bu anlayışın gelişimi ve kusursuz hale bürünmesi hiç de kolay olmadı.
Tarih
İlk başlarda hücumda sonuç alamayan her takım aynı şeyi yapardı: Geri çekil, kaleni savun! Thomas Patrick Gorman 1934 yılında bu duruma isyan etti ve oyuncularından geri çekilmeyip rakibin hücum başlatmasına engel olmalarını istedi. Oyuncuları çok şaşırmıştı; bir kişi görevi aksatsa arkada ölümcül boşluklar bırakabilirdi. Herkes görevini yapsa bile rakipten yetenekli bir isim birkaç kıvrak ve zeki manevrayla bu baskıyı paramparça edebilirdi. Bu taktikle oynadıkları ilk beş maçın dördünü kaybettiler ama sezon sonunda şampiyonluk kupasını onlar kaldırıyordu! Gorman, Chicago Blackhawks’ın antrenörüydü ve takımı ABD Ulusal Hokey Ligi’nde oynuyordu. Onun “önde basmak” diye tanımladığı bu yeni taktik sonradan futbol sahalarına da taşındı.
Yeşil Sahadaki Öncüler
Tommy Gorman’ın “önde basmak” taktiğini futbola kimin ilk olarak uyarladığı konusunda tartışmalar var. Bazıları, Rus teknik adam Victor Maslov’un 1964-1970 yılları arasında Dinamo Kiev’i çalıştırırken bu oyunu oynattığını iddia ediyor. Diğer taraftan, bu anlayışın futboldaki öncüsü olarak Avusturyalı çalıştırıcı Ernst Happel’i düşünenlerin sayısı da az değil. Happel, Feyenoord’u 1970’te Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonu yaparken iki temel ilke üzerine yoğunlaşmıştı: Ofsayt taktiği ve pres oyunu. Hollandalı Rinus Michels ise bu taktiği dünyaya tam anlamıyla tanıtan isimdi. Michels’in takımı 1974 Dünya Kupası’nda maçların her anında baskı yaratıp rakibin geriden oyun kurmasını engelliyor ve istemedikleri pasları yapmaya zorluyordu.
Zirve
Bazıları Hollanda’nın oyununa “Total Futbol” adını verdi ve Michels farklı şekilde düşünüyordu. Ona göre bu, “pres futbolu”ydu. “Hem Ajax, hem de 1974’te Hollanda Milli Takımı’nda bunu yaratmak istedim. Yani top rakipteyken 10 oyuncunun da pres yaptığı bir anlayış…” Hollanda futbolunun yakından takip eden yazar David Winner, Michels’in pres oyununu “grup halinde avlanmak ve savunmayı yarı sahada yapmak” şeklinde tanımlıyor. Top hangi rakip oyuncudaysa Hollandalılar ona iki, hatta üç kişi birlikte baskı yapıyordu. Biri direkt rakibin üzerine giderken, diğerleri pas atabileceği arkadaşlarını marke ediyor ya da pas yollarını kapatıyordu. Takımın savunmasındaki son oyuncu yarı saha çizgisine yakın duruyor ve bu sayede Hollanda yarı alanındaki her rakip oyuncu ofsayt pozisyonunda kalıyordu.
Zorluk
“Bu oyunu oynayabilmek için dünya çapında en az dört oyuncuya sahip olmalısınız” diyordu Michels. “Zayıf takımlar kontratak yer ve bu da felakete davetiye çıkarmak anlamına gelir!” Pres oyununun tohumlarının 1960’ların ikinci yarısında, yani oyuncuların fizik kondisyonlarının gelişmeye başladığı dönemde atıldığına yönelik ortak bir görüş söz konusu. Jonathan Wilson, futbol taktiklerini incelediği meşhur Inverting the Pyramid adlı kitabında şöyle der: “Topun olduğu oyuncuya baskı uygulamak; orta saha oyuncularının sürekli hareket etmesini ve üst düzey fiziksel kondisyon gerektirir. Bu yüzden pres oyunu daha eski dönemde ortaya çıkmadı.”
Uzmanlık
Kimin pres yapmayı futbolcularına ilk söylediği tartışmalı olabilir ama aslında Michels ile ilgili yapılan yorumların temelinde onun uygulattığı tam saha baskı var. Diğerleri bu işi tüm sahaya yaymadan yapmıştı. Pres konusundaki uzmanlığıyla tanınan (Alman teknik direktörlerin lisanslarını aldığı Hennes Weisweiler Academy’ye özel bir pres antrenmanı düzenledi) Peter Hyballa “Sahanın her bölgesinde pres oyununu oynayabilirsiniz” diyor. “Savunmanızı olabildiğince öne çıkarıp rakip kaleye yaklaştırırsanız, buna ‘önde basmak’ derim. Bunun dışında savunma, orta saha ve hücum presi var. Savunma presinde geri yaslanır ve top ceza sahanıza yaklaştığında baskı yaparsınız. Tabii mutlaka topa gitmelisiniz çünkü aksi takdirde pres olmaz. Elbette birçok farklı savunma stratejisi var. Mesela rakibin savunmada topla oynamasına izin verip, sadece pas yollarını kapatmayı tercih edebilirsiniz. Genel anlamda pres yapmak, belli bir durum ve an belirleyip topu geri kazanmak için baskı uygulamak anlamı taşır. Kısacası; teknik direktörünüz top nerede kazanmanızı istiyorsa orada olmak diyebiliriz.”
Herkes İçin Pres
Michels’in pres oyunu olağanüstü oyunculara gereksinim duyduğu için kopyalanamadı ama herkes pres yapmasının yolunu Arrigo Sacchi açtı. Sacchi’nin uyguladığı sistem, alışılmış pres mantığından farklıydı; futbolcular topu kazanmak için hamle yapmadan pozisyon değiştiriyor, böylece pres yapmak için en uygun koşulları yaratıyordu. Alanı daraltan takım sayısal olarak rakibe her zaman üstünlük sağlıyordu. “Top odaklı savunma” için dünya çapında oyunculara da ihtiyaç kalmamıştı. 1992’de uygulanmaya başlayan kaleciye geri pas verememe kuralı da pres oyununun yaygınlaşmasının en büyük nedenlerinden biri oldu.
İkinci Yeni
Sonra Pep Guardiola’nın Barcelona’sı ortaya çıktı. Bir futbol maçında takımın en kırılgan anının topu kaybettikten sonraki birkaç saniye olduğu söylenir; Guardiola, aynı mantığın topu kazanan takım için de geçerli olduğunu öne sürdü. Böylece aslen bir savunma metodu olan pres, bir anda bir hücum silahına dönüşüverdi. Rakibi o kırılgan halde yakalamak isteyen Katalanlar topu kaybettikleri yerde prese başladılar. Böylece hem kontratak riskini azaltıyor, hem de kazandıkları topla anında rakip kaleye gidiyorlardı.
Karşı Pres
Alman teknik direktör Jürgen Klopp, Borussiad Dortmund’la Bayern Münih’i Bundesliga’da iki kez arka arkaya mat ederken yeni bir pres kavramı geliştirdi: Karşı pres (Gegenpressing). Klopp bu presin nasıl yapılması gerektiğini “Topu kaybettiğiniz anda geri kazanma içgüdünüzü geliştirmek için antrenman yapmalısınız. Belli bir pozisyonun antrenmanı olmaz. Doğal bir hareket haline gelene kadar bu içgüdünün üzerine gitmelisiniz” diyerek anlatıyor. Oyuncularının bunu uygulaması biraz zaman aldı; zira diğer pres anlayışlarında oyunculara nasıl hareket edeceklerini ve kompakt kalacaklarını öğretmek kolayken, karşı pres sadece sözle anlatılabilen bir şey değil. Çok fazla pratik gerektiriyor. Çok sık! O günlerde takımın kaptanlığını yapan Sebastian Kehl de “Başlarda karşı pres başlatmak için bir oyuncunun işareti beklenirdi” diyor. “Zamanla öyle bir seviyeye gelirsiniz ki artık işarete gerek kalmadan prese başlarsınız. Bu futbol tarzı için belli oyuncu tiplerine ihtiyacınız var. Hem taktik bilgisi üst düzey, hem de sürekli topun peşinden koşacak fiziksel kapasiteye sahip oyuncular gerekli.” Liverpool’un son üç yılda yaptıklarına bakarsanız pres kavramının 2020 modelini görebilirsiniz.