Futbolun altın kurallarından birisi “Atanın ve tutanın iyi olacak”tır. Bu basit denklemde atan kişi sayısını ne kadar artırırsanız, gol sayınız da o kadar yükselir. Süper Lig tarihinin forvette gol üçlüsü kurmayı başarıp seyircileri gole doyuran dokuz takımını hatırlatalım.
Aykut Kocaman (27) – Rıdvan Dilmen (17) – Hasan Vezir (14) / Fenerbahçe 1988-89
Türkiye futbol tarihinin bir sezonda 100 gol barajını geçen tek takımı Fenerbahçe’de üç isim skor yükünü üstlenmişti. Hücum futbolu meraklısı Todor Veselinovic’in takımında hemen her futbolcu gol bulmuştu belki ama Aykut Kocaman-Rıdvan Dilmen-Hasan Vezir üçlüsü atılan 100 golün (3 gol hükmen galip ilan edildikleri Samsunspor maçından gelmişti) 58’ini imzalamıştı. Rekor kırdıkları gibi bir de gol kralı çıkardılar. Aykut Kocaman 27 golle gol kralı olacağının sinyalini daha sezonun ilk maçında vermişti. Rize’deki maçın ilk yarısı 0-0 bitmiş, askerliği nedeniyle takımla beraber kamp dönemi geçirememiş, takımla tek antrenman yapabilmiş Aykut Kocaman ikinci yarı oyuna girip dört gol birden atmıştı. Orta saha maestrosu Oğuz Çetin önündeki üçlüyü alabildiğine beslemişti. Aykut’un bitiriciliği, Hasan’ın dağıtıcılığı, Rıdvan’ın hızı sayesinde lig maçlarıyla da yetinmeyip Türkiye Kupası’ndaki muhteşem 4-3’lük Galatasaray derbisini de futbol tarihine kazıdılar. Kaderin cilvesi 100’üncü gol onuru bu üçlüye değil, onların arkasını toplamaktan vakit bulduğunda rakip kalede soluğu alan Turhan Sofuoğlu’na kısmet oldu!
Feyyaz Uçar (28) – Ali Gültiken (17) – Metin Tekin (13) / Beşiktaş 1989-90
Beşiktaş o sezona ilk iki maçını kazanarak girse de 6’ncı hafta öncesinde iki yenilgi ve bir beraberlik almış haldeydi. Sezon bittiğinde 77 gol bulmuşlar, bunun yüzde 75’ini, yani 58 golü Metin Tekin, Ali Gültiken ve Feyyaz Uçar atmıştı. Feyyaz gol kralı olmuş, Beşiktaş üç yıl üste üste sürecek şampiyonluk hegomanyasının ilkini kazanmış haldeydi. Her şeyin değiştiği olay 15 Ekim 1989 günü Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan 10-0’lık Adana Demirspor maçında yaşandı. O gün Ali dört, Metin ve Feyyaz üçer gol attılar. O maç ve o üçlü sonrasında tezahüratlara konu oldular, şampiyonluklar kazandılar, tüm Türkiye tarafından alkışlanıp, birer Beşiktaş efsanesi olarak gönüllerdeki yerlerini aldılar. İlk devreyi kulübede oturarak geçirip ikinci devre oyuna dahil olan yedek kaleci Haluk Uğurludoğan “O maçta kalede Fatih (Yılmaz) başladı. Hoca bizi ‘Hadi aslanım, hadi koçum’ diye sahaya attı” diyerek rekor gününü hatırlıyor. “Beşiktaş’ta öyle bir kadro vardı ki onları durdurmak mümkün değildi. Kısmet değilmiş onlar da bize patladı.” Onlardan 6 gol yiyen 10-0’lık maçın kalecisi bile o günleri güzel andığına göre pek de yanlış bir şey yapmamışlar!
Burak Yılmaz (19) – Umut Bulut (13) – Jaja (11) / Trabzonspor 2010-11
Trabzonspor geçmişte şampiyon olurken hiç golcü bir takıma sahip olamamıştı. En golcü şampiyon takımları bir sezonda sadece 43 gol bulmuştu. İlginçtir ki bordo-mavililer ligi ikinci bitirirken çok daha golcü takımlara sahipti! 1994-95 Christoph Daum’un Beşiktaş’ının beş puan arkasında kalan takım 80 golle tarihin en golcü bordo-mavili kadrosuydu. Hami Mandıralı, Şota Arveladze ve Orhan Kaynak takımın gollerinin yarısını atmışlardı. 2010-11 kadrosuysa daha ileri gitti. Burak Yılmaz, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin ardından Şenol Güneş’in ellerinde kendini bulmuş ve özellikle ikinci yarı attığı gollerle Trabzonspor’a büyük güç katmıştı. Umut Bulut ve Jaja da Burak’a ayak uydurup 4-3-3 oynayan takımda ileride üstlerine düşeni yaparak takımlarının 69 golünün 42’sinin kendi adlarına yazılmasını sağlamışlardı. Trabzonspor’un o yıl ki gollerinin yüzde 60’ını bulan üçlü, ikili averajla şampiyonun belli olduğu sezon Fenerbahçe maçlarında işbaşı yapıp, tek bir gol daha atabilselerdi belki tarih bambaşka şekilde yazılmış olacaktı.
Ergun Kula (18) – Saffet Sancaklı (17) – Bülent Uygun (7) / Kocaelispor 1992-93
Güvenç Kurtar yönetiminde alt ligleri basamak basamak atlayıp zamanın 1. Lig’inin zirvesine kurulan Kocaelispor’un hikâyesi herkesin hatırında. Yeşil-siyahlılar 1992-93 sezonunda şampiyonluk mücadelesi vermişler, sezonun ilk yarısını lider tamamlamışlar, son düzlükte nefessiz kalmışlardı. O takımın gol yükünü üç isim paylaşıyordu. Ergun Kula, Saffet Sancaklı ve Bülent Uygun takımın 56 golünün 42’sini atmayı başarmışlardı; gollerin yüzde 75’i onlardan gelmişti. 23 Ağustos 1992’de oynanan Kayserispor maçında Saffet hat-trick yaparken, Ergun ve Bülent ikişer gol bularak trio’nun sezona damgasını vuracağını göstermişti. İşin ilginci o gün Saffet Sancaklı’ya forvette Mahmut Aydın eşlik edecekti ama maç öncesi yönetimle yaşadığı sıkıntı nedeniyle formasını Ergun Kula’ya vermek durumunda kalmıştı. Bülent Uygun’un orta sahadan destek verdiği üçlü taraftarlarına bol gollü galibiyetler yaşattı. Konyaspor’u 5-0, Ankaragücü’nü 3-0, Aydınspor’u 6-0, Karşıyaka’yı 4-0 yendiler. Saffet-Ergun-Bülent üçlüsünün başı çektiği Körfez ekibi belki şampiyon olamamış ama lige bambaşka bir soluk getirmişler, fırtınalar estirmişti.
Pierre van Hooijdonk (24) – Tuncay Şanlı (19) – Mert Nobre (12) / Fenerbahçe 2003-04
Mircea Lucescu yönetimindeki Beşiktaş, bir yıl önce puan rekoru kırarak şampiyon olmuş, Süper Lig’in gelecek vaat eden yıldızlarıyla kadrosunu genişletmişti. Sarı-lacivertli taraftarlar Trabzonspor’dan Marco Aurelio ve Hollandalı golcü Pierre van Hooijdonk transferlerine şüpheyle bakıyordu ama ne olduysa sezonun ikinci yarısının başında oldu. Yönetim Brezilya’ya Alex De Souza transferi için gitmiş, ama sezon sonuna söz kesebilmişti. Yine İstanbul’a döndüklerinde yalnız değildiler; genç bir golcü de onlarla aynı uçaktaydı: Marcio Nobre. Nobre tekrarlanan Rizespor maçında oynama fırsatı bulup siftahını iki golle yaptı. Sezon bittiğinde 12 gole ulaşmış, Fenerbahçe, Beşiktaş’a 14 puan fark atarak şampiyon olmuştu. Nobre’nin doping etkisi yaratan katılımının dışında o şampiyonluğun mimarı olarak Pierre van Hooijdonk’u görmek yanlış olmaz “Aziz” Pierre tam 24 gol bulmuş, yeri geldiğinde forvet arkasında pas dağıtmış, 34 yaşın olgunluğuyla takımın delişmen ismi Tuncay Şanlı’nın da 19 gol bulmasına katkı sağlamıştı. Fenerabhçe’nin 82 golünün 55’i bu üçlüden gelmişti.
Oktay (22) – Ertuğrul (19) – Mehmet (11) / Beşiktaş 1996-97
Teknik direktör Rasim Kara sezon sonunda Beşiktaş’ın başında geçirdiği 1996-97 sezonunun muhasebesini şöyle yapıyordu: “Ligde ikinci olduk, Türkiye Kupası’nda yarı final oynadık, daha önce hiçbir başarı gösterilemeyen UEFA Kupası’nda 4. Tur’a kadar yükseldik. Ve bence başarılı olduk.” Kara belki söylemiyordu ama Beşiktaş tarihinin en golcü takımını da yaratmıştı. 1962-63 sezonunda play-off’lu ve 42 maçlı sezonda atılan 92 gol haricinde, standart bir sezonda en çok gol atan Beşiktaş onun takımıydı. Siyah-beyazlılar 88 gol atmışlar; Oktay Derelioğlu, Ertuğrul Sağlam, Mehmet Özdilek ve Daniel Amokachi 52 tanesini bizzat imzalamıştı. Belki o sezon bir kupa ya da tarihi bir başarı kazanamadılar ama futbolseverlere büyük keyif verdiler. Fatih Terim’in Galatasaray’ının demir aldığı sezona denk gelmeleri muhtemel bir şampiyonluklarına mal oldu.
Majia Mukiibi Musisi (15) – Ercüment Şahin (12) – Elvir Baliç (9) / Bursaspor 1995-96
Yeşil-beyazlılar heyecan ve ilham verici Inter Toto Kupası maçlarının ardından sezona da biraz tökezleyerek başlasalar da sonrasında toparlanmışlar ve 29 Ekim’deki maçın ardından ligin en golcü ikinci takımı olarak (Ankaragücü’nü 8-0 yenmişlerdi) beşinci sıraya yükselmişlerdi. Ercüment Şahin “Karakter olarak birbirimize çok yakındık. Duygusal, dürüst, samimi ve arkadaş canlısı kişilerdik. Aramızda ilk andan itibaren oluşan bu uyum saha içine de yansıdı” diyerek golcü arkadaşlarıyla kurduğu arkadaşlarını anıyor. 10’uncu haftadaki o maçtan sonra düşüşe geçmişler ve sezonu 9’uncu sırada bitirmişlerdi. Takımın 56 golünün yüzde 64’ünü (36) atan üçlünün payınaysa sonraki sezon Gordon Milne’in göreve gelip Musisi ve Ercüment’i sisteme uygun olmadıkları gerekçesiyle takımdan gönderilmesi düşecekti. Baliç’se yeşil-beyazlılarda devam edecek, ardından rekorlar kırarak önce Fenerbahçe’ye, ardından Real Madrid’e gidecekti.
Necati Ateş (18) – Ümit Karan (16) – Saşa İliç (12) / Galatasaray 2005-06
"Inamoto sen çık aradan!?!"
Çok değil, dört hafta öncesinde Kadıköy’de 4-0’lık bir yenilgiye uğramışlar, doğrusu daha fazla gol yemedikleri için duacı olmuşlardı. Yine de son gülen iyi güler misali Denizlispor-Fenerbahçe maçının 1-1’lik skorla bitmesiyle mucize şampiyonluğa kavuşmuşlardı. Eski bir defans oyuncusu olan teknik direktör Eric Gerets’in hücum iştahıyla oynayan Galatasaray’da yeni transfer Saşa İliç sezonun ilk iki golünü atmış, ilk haftalarda Ümit Karan takımı ayakta tutmuş, o yorulurken Necati Ateş sahne almıştı. Belki o şampiyonluğu hatırlarken akıllara daha çok sezonun son maçındaki 16 dakikalık bekleyiş, Hasan Kabze’nin bir önceki karşılaşmada İnönü Stadı’nda attığı iki gol ve Adnan Polat’ın 20.45 iddiası kalmış olabilir ama bu üç futbolcu takımın 82 golününü 46’sını atmasaydı tarih böyle bir mucizeyi yazmak için fırsat bulamayacaktı.
Fernandao (22) – Cedric Bakambu (13) – Volkan Şen (12) / Bursaspor 2014-15
Kendisi bir kaleci olan ve altı şampiyonluk kazanırken fazla gol atmayan bir takımda forma giyen Şenol Güneş her daim hücumcu ve golcü ekipler yaratan bir teknik direktör olmuştu. Trabzonspor’la iki kez şampiyonluğu kıl payı kaçırırken bu büyüsünü ortaya koyan Güneş, Bursaspor tarihinin en golcü ekibini de sahaya sürmüştü. Ligi altıncı bitiren yeşil-beyazlılar bir de gol kralı çıkarttılar. Kiralık santrforları Fernandao attığı 22 gol ve kazandığı taçla sezon sonu soluğu Fenerbahçe’de aldı. O ekibin diğer bir gol ayağı Volkan Şen de 12 kere ağları sarsmış ve aynı şekilde Kadıköy yolunu tutmuştu. Cedric Bakambu’nun da katılımıyla bu üçlü, toplamda 69 gol bulan Bursaspor’a 47 gollük katkı sağlamış, gol yükünün yüzde 69’unu üstlenmişti. Erciyesspor’da 7 gol attıkları maçta her biri golünü atmış, Fernandao tam dört gol birden bulmayı başarmıştı. O takım, transfer sezonunda dağılması ertesi çok daha büyük işler başarabilecek potansiyeldeydi.
Comments